5 Şubat 2014 Çarşamba

Aragorn'daki elf kanı oranı

Evet, gereksiz bir hesap daha yapacağım. Aragorn'un atalarının bir kısmı yarı-elf'tir. Bu nedenle içinde çok az da olsa elflik vardır. Bakalım bu oran kaçmış.
Aragorun'un soyunu karıştıran iki kişi var, Earendil ve Elwing, ikisinde de hem elf hem de insan kanı vardır ve bu ikisinin evliliği işleri iyice karıştırır. ikisinin de atalarından başlayıp bunlara kadar ineceğiz ve ardından oğulları Elros'un torunlarını takip ederek Aragorn'a ulaşacağız.

Öncelikle Elwing'in soyundan başlayalım. Bunun için en üste çıktığımızda karşımıza Kral Thingol ve eşi Maia Melian geliyor. İlk çiftten işimiz bozuldu zaten. Thingol-Melian çiftinin kızı Luthien'de %50 Maia kanı var. Bunu hesaba katmak ne kadar doğru emin değilim, ama zaten amacım eğlenmek ve hesap yapmak. Kattım gitti onun kanını da. Luthien'de %50 elf %50 maia kanı var. Hatta işi daha da ileriye götürüp, %50 sindar %50 maia kanı diyelim. (Sindar elflerin bir soyu.) Aynı ayrımı insan soyları için de yapmayacağım, çünkü oralar iyice karışık. Hador'un ve Beor'un soyları birbirine karıştığı için işler fena orada.

Yazının en altında karakterlerin tek tek kan oranlarını da belirteceğim.

Luthien bir insan olan Beren ile evlenir ki, ilk elf-insan çifti onlardır. Onlardan ilk yarı-elf Dior doğar. Dior'un kan oranı; %25 Maia, %25 Sindar, %50 İnsan.

Dior bir Sindar elfi olan Nimloth ile evlenir ve bu evlilikten kızları Elwing doğar. Elwing'in kan oranı; 5/8 Sindar, 2/8 İnsan, 1/8 Maia.

Elwing'e ulaştığımıza göre Earendil'e geçebiliriz. Onun soyu daha basit bir hesapla geilyor, babası Tuor bir insan ve annesi İdril bir Noldor Elfi. Yani sadece %50 Noldor, %50 İnsan kanı var.

Earendil ve Elwing'in iki oğlu oluyor, Elrond ve Elros. Evet, bildiğimiz Elrond. Elrond elf olmayı seçerken Elros insan olarak hayatına devam ediyor. Fakat içinde hala elf kanı olduğu için 500 yıl yaşıyor ki, en uzun yaşıyan insan oluyor kendisi. İki kardeşin kan oranları böylece şu hale geliyor; 5/16 Sindar, 4/16 Noldor, 6/16 İnsan, 1/16 Maia. Elrond'u da kaydedelim çünkü onun hesabı da ilerde işimize yarayacak bildiğiniz gibi.

Elros'un soyunda bir daha iki ırkın karışımı yaşanmıyor. Tüm torunları, Aragorn'a kadar insanlarla evleniyor. Elros ile Aragorn arasında 2. ve 3. çağın tamamı var ki, bu 5000 yıldan fazla bir süre. İkisi arasında kaç kuşak olduğunu hesaplamalıyız.

Tar-Elendil, Elros'un torununun çocuğudur. Aynı zamanda 4. Numenor Kralı'dır. Elendil'in kızı Silmarien Elatan adında bir adamla evlenir, ve onların soyundan gelende Andunie Efendi'leri olurlar. Bu yüzden Aragorn'un sadece ilk 4 Numenor kralına bağlıdır. gerisi krallar soyundan ayrılıp Andunie Efendi'lerine bağlanır.

Toplam 18 Andunie efendisi vardır ve sonuncusu Amandil'in oğlu Elendil'dir. Aragorn'un Yüzük Kardeşliği'nde uruk-hai'ların üzerine atladığı sahnede "Elendil!" diye bağırdığı adam, işte bu Elendil'dir. 4. Numenor kralı Tar-Elendil'le karıştırmamak lazım. Elendil Arnor ve Gondor'un kralı olur. Oğulları Isıldur ve Anarion'dur ki, yine Yüzük Kardeşliği'nde gördüğümüz o iki dev heykel bu iki kardeşe aittir. Aragorn Isıldur'un soyuna bağlanır. Isıldur'dan 39 kuşak aşağı indiğimizdeyse Aragorn'la karşılaşmış oluruz. Şimdi Elros'tan aşağıya toplam kaç kuşak indiğimizi bulalım;

Tar-Elendil'e kadar 3 kuşak,
Tar-Elendil'in kızı Silmarien 1 kuşak,
Andunie Efendileri 18 kuşak,
Elendil 1 kuşak,
Isıldur 1 kuşak,
Isıldur'dan Aragorn'a 39 kuşak.

Toplamda 63 kuşak.

Elros'un kan oranları, 5/16 Sindar, 4/16 Noldor, 6/16 İnsan, 1/16 Maia şeklindeydi. Burada paydamız 16 idi. 2^4 şeklinde. Her kuşak inişimizde 2 ile çarpacağız paydayı, bu durumda Aragorn'un kan oranında payda 2^(4+63) olacak. Yani 2^67 ya da, 147 573 952 589 676 412 928. ("Ben ne okuyom lan böyle" dediğinizi duyar gibiyim.)
Bu 2^67'lik toplamın sadece 5'i Sindar, 4'ü Noldor ve 1 taneside Maia. Geriye kalan 2^67 - 10 tanesi İnsan.
Sonuç olarak;

Aragorn'un kan oranları 5/(2^67) Sindar, 4/(2^67) Noldor, 1/(2^67) Maia ve [(2^67) - 10] / (2^67) İnsan.
Yüzdeye vuracak olursak;
Sindar = % 0.00000000000000000003388
Noldor = %  0.00000000000000000002711
Toplam Elf Kanı (Sindar + Noldor) = % 0.00000000000000000006099
Maia = % 0.00000000000000000000678
İnsan = %  0.99999999999999999993224

En son olarak da geldik Aragorn ile Arwen'in oğlu Eldairon'a.
Elrond'un kan oranı Elrosun ile aynıydı ve Elrond bir elf olan Celebrian ile evlenmişti. Celebrian'ın soy da biraz karışıyor şimdi. Yine en başa gidiyoruz.

Noldor efendisi Finwe'nin iki eşi olur. Finarfin ikinci eşi Indis'ten doğar ve Indis bir Vanyar elfidir. Böylece Finarfin'in kanında %50 Noldor, %50 Vanyar olur.

Finarfin Earwen ile evlenir. Earwen Aman'a geçen Teleri halkındandır. Teleri halkı ikiye ayrılır, Aman'a geçenler ve geçmeyenler. Aslında Thingol ve soyu, yani Sindar elfleri Teleri'ye aittir. Ancak Aman'a geçmedikleri için ayrıca bir isim kazanarak Sindar olurlar. Thingol'un kardeşi Olwe Aman'a geçen Teleri'lerden olur ve Aman'daki Teleri'nin başına geçer. Thingol ise Orta Dünya'daki Teleri'nin başına geçip Sindar efendisi olur.

Earwen burada Olwe'nin kızı. Bu durumda Finarfin'le Earwen'in kızı olan Galadriel'in (Evet, bildiğimiz Galadriel) kan oranı şu şekilde oluyor; %25 Noldor, %25 Vanyar, %50 Teleri. Noldor elfleri siyah saçlıdır. Galadriel'in sarışın olmasının nedeninin bu Vanyar soyu olduğunu da belirtelim. Vanyar elfleri sarışındır.

Galadriel Celeborn ile evlenir ve bununla birlikte büyük bir sıkıntı doğuyor. Celeborn'un geçmişi tam olarak belli değil. Mitolojinin oluşumu sırasında Celeborn'un soyu değiştirilmiş. Farklı versiyonlarda hem Aman'da bir Teleri hem de Doriath'ta bir Sindar olarak karşımıza çıkıyor. Ancak en genel görüş ve sanırım hikayenin son haline göre Celeborn bir Sindar. Galadriel onunla Doriath'a geldiğinde karşılaşıyor ve orada evleniyorlar. Bu nedenle hesaba Celeborn'u saf Sindar kabul ederek devam edeceğim.

Galadriel ile Celeborn'un kızları Celebrian'dır ve bu durumda onun kan oranı; 1/8 Noldor, 1/8 Vanyar, 2/8 Teleri, 4/8 Sindar oluyor. Celebrian Elrond ile evleniyor ve kızları Arwen doğuyor. Yukarıda Elrond'un kan oranını da hesaba katarsak Arwen'in sonucu şu şekilde;

6/32 Noldor, 2/32 Vanyar, 4/32 Teleri, 13/32 Sindar, 6/32 İnsan, 1/32 Maia

Ve en nihayetinde Arwen ile Aragorn'un çocuğu Eldarion için oranlar şu şekilde çıkıyor;

[6*(2^62) + 4] / (2^68) Noldor, [2*(2^62)] / (2^68) Vanyar, 4*(2^62) / (2^68) Teleri,
 [13*(2^62) + 5] / (2^68) Sindar, [6*(2^62) + (2^67) - 10] / (2^68) İnsan, [(2^62) + 1] / (2^68) Maia
Ya da yüzde olarak;

Noldor % 0.093750000000000000013553
Vanyar % 0.03125
Teleri % 0.0625
Sindar % 0.203125000000000000016941
İnsan % 0.593749999999999999966119
Maia % 0.01562500000000000000339




Bazı önemli karakterlerin kan oranları, kronolojik olarak. (Herhangi bir ırka saf olarak bağlı olan önemli kişileri yazmadım, Tuor,Beren gibi.)

Finarfin = %50 Noldor, %50 Vanyar

Galadriel = %25 Noldor, %25 Vanyar, %50 Teleri

Celebrian = 1/8 Noldor, 1/8 Vanyar, 2/8 Teleri, 4/8 Sindar

Luthien = %50 Sindar, %50 Maia

Dior = %25 Sindar, %50 İnsan, %25 Maia

Elwing = 5/8 Sindar, 2/8 İnsan, 1/8 Maia

Earendil = %50 Noldor, %50 İnsan

Elrond = 5/16 Sindar, 4/16 Noldor, 6/16 İnsan, 1/16 Maia

Elros = 5/16 Sindar, 4/16 Noldor, 6/16 İnsan, 1/16 Maia

Tar-Elendil = 5/(2^7) Sindar, 4/(2^7) Noldor, 1/(2^7) Maia, [(2^7)-10] / (2^7) İnsan

Elendil = 5/(2^27) Sindar, 4/(2^27) Noldor, 1/(2^27) Maia, [(2^27)-10] / (2^27) İnsan

Isıldur = 5/(2^28) Sindar, 4/(2^28) Noldor, 1/(2^28) Maia, [(2^28)-10] / (2^28) İnsan

Arwen =  6/32 Noldor, 2/32 Vanyar, 4/32 Teleri, 13/32 Sindar, 6/32 İnsan, 1/32 Maia

Aragorn = 5/(2^67) Sindar, 4/(2^67) Noldor, 1/(2^67) Maia, [(2^67)-10] / (2^67) İnsan

Eldarion = [6*(2^62) + 4] / (2^68) Noldor, [2*(2^62)] / (2^68) Vanyar, 4*(2^62) / (2^68) Teleri,
 [13*(2^62) + 5] / (2^68) Sindar, [6*(2^62) + (2^67) - 10] / (2^68) İnsan, [(2^62) + 1] / (2^68) Maia

Hesapları yaparken şu nacizane siteden yararlandım, kurcalamakta fayda var.


4 Şubat 2014 Salı

Tom Bombadil

"as a story, ı think it is good that there should be a lot of things unexplained (especially if an explanation actually exists)... and even in a mythical age there must be some enigmas, as there always are. tom bombadil is one (intentionally)."
tolkien bizzat böyle demiş tom hakkında. açıkça belirtmiş ki, tom bombadil bizim için bir gizem olarak kalacak. fakat parantez içindeki ifadeye dikkat ederksek, especially if an explanation actually exists, aslında tolkien'in tom bombadil için bir fikri olduğunu anlayabiliriz. tom'un kim olduğunu biliyordu ancak onu bilerek bir soru işareti olarak bıraktı. 
tom ile ilgili yazılmış bazı yazılar var, aralarında en uzun ve sağlam olanına göre durumu açıklamaya çalışacağım. link oh, çok uzun bir de ingilizce diyenler için yazının özeti tadında açıklama yapacağım.
tolkien'in mitolojisinde bahsettiği tüm ırkları önümüze koyup birer birer ayıklamamız gerekiyor. hangi ırktan olamayacağını tom hakkında yazılanlardan çıkarmalıyız. bazı cümleler var ki, hedefteki ırk sayısını oldukça azaltıyor.
tom bombadil kendisi hakkında 'in the house of tom bombadil' bölümünde şöyle diyor;
"he was here before the kings and the graves and the barrow-wights. when the elves passed westward, tom was here already, before the seas were bent."
when the elves passed westward ifadesi elflerin cuivienen'den aman'a doğru olan yolculuklarını belirtiyor açık bir şekilde. tom, bu zamandan bile öncesinde orada yaşadığını söylüyor. aynı zamanda kendisine eldest deniyor birden fazla kez. tom bombadil'in elfçe adı ıarwain ben-adar, anlamı oldest and fatherless. peki şimdi, tom bombadil kimdi?
öncelikle, cüce,hobbit,insan,elf,ork olamazdı. elflerin uyanışından daha önce de vardı. geriye kalan teorilere tek tek bakacak olursak;

---tom bombadil eru'nun kendisiydi. bu teoriyi çürüten iki önemli kanıt var. birincisi tolkien'in eru iluvatar hakkında mektuplarında dedikleri;
"there is no 'embodiment' of the creator anywhere in this story or mythology". burada tolkien açıkça iluvatar'ın fiziksel bir formunun hiç bir zaman mitolojide olmadığını belirtmiş. diğer kanıt ise elrond'un divanında konuşulanlar. tek yüzüğün tom bombadil'e verilmesi fikri tartışılırken glorfindel'in dedikleri;
"...soon or late the lord of the rings would learn of its hiding place and would bend all his power toward it. could that power be defied by bombadil alone? ı think not. ı think that in the end, if all else is conquered, bombadil will fall, last as he was first; and then night will come."
divanda kimsenin bu söylenenlere karşı çıkmaması glorfindel'in haklı olduğunu gösteriyor ve biz şunu anlıyoruz ki, sauron tom bombadil'den daha güçlüydü. en nihayetinde sauron'un gücüne yenik düşerdi.
burada glorfindel'in bir diğer ilginç lafı da, "last, as he was first." tür. ilk gelen olduğu gibi son giden de o olurdu demek istiyor, sauron'a karşı yenilgi alınması durumunda. tom bombadil nasıl oluyor da ilk gelen oluyor?
---tom bombadil bir vala idi. bu teoriyi çürüten en önemli kanıt yukarıda da belirtildiği gibi tom'un en sonunda sauron'a yenik düşeceğidir. eğer o bir vala olsaydı sauron'u yenebilirdi. ayrıca tüm valar'ın isimleri ve karakteristik özellikleri bellidir ki, hiç biri tom ile tam olarak uyuşmaz. burada glorfindel'in "first" ifadesi birçok anlama gelebilir. iluvatar tarafından ilk yaratılan, ilk arda'ya gelen. bilemiyoruz, ancak iki durum da mantıksız görünüyor çünkü ilk yaratılan ainu tom bombadil'se bir vala olması gerekir. orta dünya'ya ilk gelenin melkor olduğu açıkça belirtilir tolkien tarafından, bu ihtimal de olamaz.

elde tek bir ırkın seçeneği kalıyor ki, çoğu insan bunun doğru olduğunu düşünür. tom bombadil bir maia'dı. gerçekten de, düşünüldüğünde en mantıklı sonuç bu görünüyor. mitolojide adı belirtilmemiş bir çok maia olduğunu biliyoruz. tom bunlardan birisi olabilir. ancak bu teoriye uyuşmayan bazı noktalar var. öncelikle yüzük meselesi. tom tek yüzüğe karşı tamamıyla ilgisizdi. bu kişi bir maia gibi kutsal bir ırktan da olsa zor hatta belki de imkansızdır. gandalf'ın frodo'ya kışkırtma beni frodo diye çıkışını, saruman'ın uzun süre boyunca deli gibi kayıp olan yüzüğü arayışını hatırlarsak, maia'ların bile yüzüğe doğru çekildiğini görürüz. 
elrond'un divanında yüzüğün tom'a verilmesi tartışılırken gandalf onun hakkında şöyle diyor;
"muhtemelen yüzüğü unutur veye kenara köşeye koyardı." tam olarak böyle olmasa da buna benzer bir ifadesi var. 

tom'un bir maia olduğunu destekleyen en önemli kanıt bana göre yüzüğü taktığında görünmez olmaması. ancak öyle olduğunu söylesek bile, açıklanamayan noktalar var. bana sorarsanız tom bir maia da değildi. 

linkini attığım yazıdaki diğer bir teori de tom'un bir "nature spirit" olduğu. bunu türkçeye nasıl çeviririm bilemedim. ancak bir çeşit özel ruh olduğu teorisi diyebiliriz. bu durumu en rahat bir şekilde kurtaran teori. daha önce bahsi geçmemiş, özel bir varlık olduğunu söylersek çok da yanlış olmaz gibi.

tom'un tolkien'in kendisi olduğu teorisi de oldukça ilgi çekici. kendisini bu şekilde mitolojiye katmış olabilir tolkien, ama zaten bizim asıl aradığımız, tom bombadil tolkien'in kendisi olsa bile, orta dünya'da "ne" olduğu.

ek olarak, bombadil adının türkçe çeviri olduğunu düşünüyor olabilirsiniz fakat değil. orijinal adı da yine tom bombadil'dir. oldukça ilginç bir tesadüftür ayrıca bu.

sonuç, sonuç falan yok. ne olduğunu bilmiyoruz, evet. zaten tolkien'in amacı da buymuş işte, gizemli kalsın düşünüp durun demiş adam. yapacak bir şey yok. gerçek olan tek bir şey vardı ki, tom bombadil çok yaşlıydı.

30 Aralık 2013 Pazartesi

Yüzüklerin Efendisi'nde yaş sıralaması

Orta Dünya'da insanlar dışında bir çok ırkın oluşu hayat uzunluğu kavramlarını çok karıştırıyor. Hatta insanlar arasında bile yaşam süresi farkı var bu dünyada. biraz sayıları kurcalayalım ve bakalım kim daha yaşlıymış kim daha gençmiş. karakterlerin yaşlarını verirken hepsinde Tek Yüzük'ün yok edildiği gün olan 3. Çağ, 25 Mart 3019 tarihini göz önünde bulundurdum. Genel olarak birincil karakterleri göz önünde bulundum, her görüneni koymanın bir anlamı yok ki, çoğunun da doğum tarihi falan belli değil zaten. Neyse, gencinden yaşlısına bir sıraya sokalım karakterleri;

Eowyn - Oha hobbitlerden de mi küçük bu kız? der gibisiniz, evet öyle. 24 yaşında kendisi filmde gördüğümüz günlerde. Maalesef ölüm tarihiyle ilgili bir bilgi yok elimizde, lakin uzun yıllar Faramir ile mutlu mesut yaşadığını umuyoruz.

Eomer - Kendisi kardeşinden 4 yaş büyük, 28 yaşında. Ayrıca 93 yaşına kadar da yaşamış, uzun yıllar Rohan'ı yönetmiş.

Peregrin Took - Tahmin edebileceğiniz gibi en küçük hobbit Pippin. 29 yaşında kendisi. Hobbitlerin genel olarak bize göre daha uzun yaşadığını söyleyebiliriz. En azından LOTR'da geçen hobbitler hep uzun yaşamış. Kendisi 101 yaşına kadar da yaşamıştır.

Rose Cotton - Belki ilk okuyuşta kim olduğunu fark edememiş olabilirsiniz. Sam'in aşık olduğu kız, hani Frodo itiyordu onu Rose ile dans etmesi için. Hah, Sam'le olan evliliğinden tam 13 çocukları olmuş. Yüzük yok edildiği sene 35 yaşında, lakin biz onu daha genç halindeyken gördük filmde. 96 yaşına kadar yaşamıştır, Sam o öldükten sonra Orta Dünya'yı terk eder.

Faramir - 36 yaşında kendisi. 24'lük Eowyn'i de iyi tavlamış ha :P 120 yaşına kadar yaşamıştır kendisi.

Meriadoc Brandybuck - Evet, kendisi Faramir'den 1, Eomer'den 4 yaş büyük. 37 yaşında. Pippin'le de aralarında tam 8 yaş var. Eomer'in Kralın Dönüşü'nde Minas Tirith yolundayken onu aşağılaması oldukça ilginç ve ironik bir durum aslında. Abin la o senin. Faramir'den de devrem diye bahsetse yeri hani. Ayırca 109 yaşına kadar yaşayıp, Pippin ile aynı sene ölmüştür.

Samwise Gamgee - 39 yaşında kendisi, 100 yaşına kadar yaşamıştır. Tam olarak ölüm tarihi yok, aslında ölmüyor da. Eşi öldükten sonra o da Aman'a, Ölümsüz Topraklara yelken açıyor. Ancak Orta Dünya'da son görüldüğü zaman 100 yaşındaydı diyebiliriz.

Boromir - Kardeşinden 5 yaş büyük Boromir, 41 yaşında. Maalesef de 41 yaşında öldü. Frodo'nun ondan yaşlı olması da ilginç bir ayrıntı.

Frodo Baggins - Filmlerde baya genç bir oğlan olarak görsek de, Frodo aslında tam 51 yaşında Mordor'a girdiğinde. Bu kadar genç görünmesinde yüzüğün onda yaklaşık bir 18 sene kalmış olması da etkili olabilir. (Evet, filmde bunu anlamak çok zor ama Frodo yaklaşık 18 sene Tek Yüzük'ü sakladı. Buna Bilbo'da değineceğiz.) Ayrıca 54 yaşında iken Gri Liman'larda Orta Dünya'dan ayrıldı.

Theoden - 71 yaşında. O da oldukça genç gösteriyor yaşına göre. O da Boromir gibi Yüzük Savaşı'nda kaybettiklerimizden. 71 yaşında öldü.

Aragorn - Evet, geldik Aragorn'a. Eğer İki Kule Extended Edition izlemişseniz Aragorn ile Eowyn arasındaki muhabbeti hatırlarsınız. Aragorn orada 87 yaşında olduğunu söylüyor. Benim yaptığım hesaba göre Aragorn 88 yaşında. Bu konuda kafam karıştı ve biraz araştırma yaptım. Aragorn ile Eowyn'nin bu konuşmayı yaptığı gün çok büyük ihtimalle 3 Mart 3019. Çünkü Gandalf ile birlikte Edoras'a gelip Theoden'i kurtarışları 2 Mart 3019 olarak kaydedilmiş. Bir günün ardından Rohan halkı Miğfer Dibi'ne doğru yola çıkıyor ve o günün gecesinde de savaş yaşanıyor. Yani Aragorn bunu derken tarihler 3 Mart'ı gösteriyor. İlginç olan şu ki, Aragorn'un doğum tarihi 1 Mart. Yani bunu söylerken 87'sini doldurmuş 88'den gün alıyor oluyor. Bu yaş işi her zaman bir gizem oldu bende. Şimdi bu adam 87 yaşında mı 88 yaşında mı? Neyse durum budur yani, 87 bitmiş 88 den gün alıyor. Buradaki karakterlerin yaşlarını hesaplarken de düz iki yılı birbirinden çıkarttım. Bu nedenle bir yaş eksik bir yaş fazla bulmuş olabilirim. Zaten önemli olan kabaca bir sıralamaya bakmak. Legolas ve Gimli ile birlikte Fangorn Ormanı'na girdiği gün Aragorn'un doğum günüydü. 210 yaşına kadar yaşadı.
Bir diğer mevzu da, ne iş hacı bu? 87 yaşında adam böyle olur mu? Şimdi biraz gerilere giderekten açıklama yapayım. bir yarı-elf olan Dior ile bir elf olan Nimloth'un yine yarı-elf bir kızları olur, Elwing. Yine bir elf, Idril ve bir insan Tuor'dan doğan yarı-elf Earendil ile evlenir Elwing. Durum biraz karışık evet ama çok da önemli değil, önemli olan Earendil ve Elwing'in çocukları; Elrond ve Elros. Evet bildiğimiz Elrond bu. bu kardeşlere elf ve insan ırkı arasında seçin şansı tanınır ve Elrond elf, Elros insan olarak yaşamına devam etmeyi seçer. Elros insan olmasına rağmen damarlarında elf kanı sebebiyle hiçbir insanda olmadığı kadar uzun yaşar. Tamı tamına 500 yıl yaşar Elros. Onun soyundan gelenlerin de ömrü uzun olur ancak, insan kanı oranı arttıkça diyelim, yaşamları kısalır. Elros ilk Numenor kralıdır ve onun soyundan Dunedain reisleri, Isildur falan gelir En son olarak da varisi Aragorn'dur. Net hatırlamıyorum ancak Aragorn Elros'un 81. torunu falandır. Baya var aralarında yani. Bu geçen yıllarla beraber Dunedain insanlarının yaşamı kısalır ancak yine de normal insana göre uzundur. Buradan şunu da çıkarıyoruz ki, Aragorn ile Arwen akraba evliliği yapmıştır.

Denethor - Aragorn'dan sadece bir yaş, hatta belki de birkaç ay büyük Denethor. 89 yaşında. Tam doğum tarihi belli olmadığı için diyorum. 89 yaşında da öldü bildiğimiz gibi.

Bilbo Baggins - Bir hobbit için oldukça fazla, 129 yaşında. Tabi bunun yaklaşık 70 yılını yüzüğe borçlu. Asıl meseleye gelelim, Bilbo doğum günü partisinde 111 yaşında olduğunu söylüyordu. Nasıl oluyor da 129 yaşında oluyor serinin sonunda? Çünkü arada geçen tam 18 yıl var ve filmde bunu bize hissettirememişler. Sırf Gandalf'ın Minas Tirith'e gidip Isildur'un yazılarını okuması bile doğum gününden 8-9 yıl sonrasına denk geliyor. O kadar hızlı gelişmiyor orada işler. Sonuç olarak Bilbo 132 yaşında Gri Limanlar'da Orta Dünya'dan ayrılıyor.
Bir diğer not; Bilbo The Hobbit macerasına çıktığında 51 yaşındaydı. İlginçtir; Bilbo, Gandalf ve cüceler Rivendell'e geldiklerinde Aragorn da oradaydı. Fakat sadece 10 yaşında bir çocuktu.

Gimli - Tahmin de edebileceğiniz üzere cüceler insanlara göre daha uzun yaşıyorlar. Ancak öyle çok da uzun değil, genel olarak 250 ile 500 yıl arasında sanırım. Bilbo'yu ise biz 140 yaşındayken görüyoruz. 263 yaşına geldiğinde Legolas ile Orta Dünya'dan ayrılıyor.

Smeagol - Yaşlılara gelmeye başladıkça tarihler de belirsizleşme başlıyor. Doğum tarihi belli olmayan ilk karakterimiz Gollum. Smeagol ile bildiğimiz en net tarih Tek Yüzük'ü ele geçirdiği 3. Çağ 2463 yılı. O zaman ile Yüzük'ün yok oluşu arasında 556 yıl var. Smeagol'un genç bir hobbit olduğunu hesaba katarsak muhtemelen Yüzük'le beraber öldüğünde 580 civarındaydı yaşı. Bu kadar uzun yaşamasını nedeni filmde de belirtildiği gibi Yüzük'tü tabi ki.

Legolas - İşte beni en çok üzeni de bu. Çok çok az şey biliyoruz Legolas'la ilgili. Ne doğum tarihi belli ne doğduğu yer. Sadece bir kaç ipucu ile yaş aralığını bulabiliyoruz. Bir kere 3. Çağ'da doğduğu kesin neredeyse. Çünkü 2. Çağ'ın sonunda Sauron'un yenilmesiyle sonlanan Barad-dur kuşatmasında kendisi yok, sadece babası Thranduil var. Bir diğer nokta da Legolas'ın Yüzük Savaşı yıllarına kadar Lorien'e hiç gitmemiş olması. bu da babası Thranduil'in Kuyutorman'da krallığını kurmasından sonra doğduğunu gösteriyor. Bu olay da 3. Çağ 1000 yıllarına denk gelmekte. Yani kaba bir hesapla muhtemelen Legolas en fazla 2000 yaşında. Eh, Gimli ve Aragorn'dan daha yaşlı olması da pek bir olası olduğuna göre, 200 ile 2000 yaşları arasında bir yerde Legolas.

Arwen - 2778, evet tam 2778 yaşında Arwen. İlginçtir ki, Aragorn iki yaşından itibaren Rivendell'de yaşamıştır. Arwen'in Aragorn'un çocukluğunu görmüş olması kuvvetle muhtemeldir. 2899 yaşında Aragorn öldükten sonra o da kaybolur gider. Kaybolur derken ormanların içine doğru yolculuğa çıka ve bir daha kimse görmez. Sanırım onun sonu buna benzer bir şeydi.

Nazgullar - Bunları koysam mı koymasam mı emin olamadım. Adamların ismi bile belli değil. En güçlü olanları bildiğimiz üzere Witch-king'tir. İkinci en güçlü olanın adı vardır sadece, Khamul. Başka da pek bilgi yok Nazgullar hakkında. İlk görünüşleri ile Yüzük'ün yok edilişi arasında 4159 yıl var. Numenor insanları olma ihtimaller yüksektir bunların. Ama dediğim gibi, pek bir şey bilmiyoruz.

The One Ring - Ne sandıydın? Tek Yüzük'ün kendi iradesi var, iradesi varsa bu listede olmaya da hakkı var. Sauron'un Yüzük'ü dövmesiyle ilgili tam net bir tarih yok, yaklaşık 2. Çağ 1600 zamanlarında dövüldü. muhtemelen + 10 - 10 yıl oynuyordur bu tarih. Bu tarihe göre de Yüzük yok edildiğinde yaklaşık 4860 yaşındaydı.

Elrond - Orta Dünya'nın 1. Çağını görmüş nadir kişilerden birisidir Elrond. Melkor'un yenilip 1. Çağ'ın bitmesinden 58 yıl önde doğmuştur. Kocaman iki çağ yaşamış ve sonunda o da Gri Limanlar'da Orta Dünya'yı terk etmiştir. Yüzük yok edildiğinde tam 6467 yaşında. 6470 da son görüldüğündeki yaşı.

Galadriel - Doğum tarihini bildiğimiz en yaşlı karakter. Güneşin yıllarının başlamasından da önce doğmuştur. Ağaçların Yılları'na göre verilen doğum tarihi bazı hesaplarla Güneş Yılı'na çevriliyor. Sonuç olarak 8440 yaşında çıkıyor Galadriel. O kadar bilgili, görmüş geçirmiş birisidir ki, sırf onun yaşadıklarını öğrenip daha sonra Yüzüklerin Efendisi'ni yeniden izleyip tüylerinizin diken diken olması için Silmarillion'u okumanızı tavsiye ederim. O kadar yaşlıdır ki, Valar'ı, Aman'ı, Feanor'u, Beleriand'ı ve daha nicesini görmüştür. Gandalf'la olan tanışmışlıkları 8000 yıl öncesine dayanıyor. Ayrıca yanlışım yoksa kendisinin Luthien'den sonra gelmiş geçmiş en güzel elf olduğunu da belirtelim. Bir diğer değinmek istediğim nokta da kocası, Celeborn. Tolkien Celeborn'un geçmişiyle ilgili fikirlerini defalarca değiştirmiş, bu yüzden de kesin bir geçmişi yok. Ne de doğum tarihi ve yılı. Galadriel'den daha yaşlı olma ihtimali yok değil.

Cirdan - Pek görünmeyen bir karakter bu aslında. Hatta filmlerde bir saniyeliğine falan görünüyor. İlk filmin başında üç yüzük elflere verildi denildiğinde görünen o üç elften birisi. Beyaz saçlı, en yaşlı görüneni. Diğer ikisi Gil-galad ve Galadriel zaten. Peki ne kadar yaşlı Cirdan? Çok. Şöyle diyelim, Cirdan'ın annesi ve babası yok. Çünkü o Cuivienen gölünde uyanan ilk elflerden. İlk elf soyundan yani. Elf ırkının ölümsüzlük özelliğini sonuna kadar kullanmış birisi. hatta ilk elf soyundan hayatta kalan tek elftir kendisi. Yaşadığı süre boyunca en yaşlı kişi olmuştur hep. Galadriel'in dedesinin de bu Cuivienen gölünde ilk uyananlardan olduğunu belirtelim. Aynı zamanda Cirdan Orta Dünya'dan ayrılan son gemiye binip gitmiştir Ölümsüz Diyar'a.

Treebeard ve diğer entler - Ağaçsakal'ın listede olmasında tahminlerimin payı yüksek. Çünkü ölümsüz bir karakter o. Lakin yaratılış zamanını az çok biliyoruz. Yani entlerin ne zamanlar yaratıldığı hakkında fikrimiz var. Ve Ağaçsakal'ın oldukça yaşlı bir ent olduğunu düşünürsek, ilk yaratılan entlerden olma ihitmali yüksektir diyebiliriz. Entler elflerin uyanmasından da önce Yavanna adlı Vala tarafından ormanları ve tüm bitkiler korumak için yaratılırlar. Bu da onları listenin en sonuna taşıyor. Tabi kesin bir bilgimiz yok, ancak bir gerçek var ki onlar çok çok yaşlı. Hatta hatırlarsanız Ağaçsakal Gandalf'a genç efendi Gandalf diye seslenir. Tabi, Ganldalf ondan da yaşlı aslıında.

Ölümsüzler - Elfler ölümsüz evet, ancak onların dışında ölümsüz olan daha kutsal varlıklar da var. Silmarillion'u okumayanlar için fazla ayrıntılara girmeye gerek yok. Onlar dünya var olmadan önce Eru tarafından yaratıldılar. İkiye ayrılırlar; Valar ve Maiar (sondaki -r eki çoğul anlamı katıyor). Ve elfler gibi değil, gerçekten de ölümsüzdürler. Sadece bedenleri yok edilebilir ancak ruhları var olmaya devam edecektir. Peki Yüzüklerin Efendisi'inden bunlardan kimleri görüyoruz? Öncelikle, hiç Valar görmedik. Sadece Maiar ırkından gördüklerimiz var. Bunlar;
Gandalf, Saruman, Radagast, Sauron, Balrog. Evet bu beş karakter Orta Dünya'dan bile yaşlıdır. Açık ve net. Bir de ekstra karakterimiz var, Tom Bombadil.Filmlerde maalesef kendisine yer ayrılmamıştır, ancak Yüzük Kardeşliği'nin kitabında geçer kendisi. Kendisi hakkında çok çok az bilgiye sahibiz. Fakat teoriler kendisinin bir Maia olduğu konusunda yoğunlaşıyor. Öylesine gizemli ve güçlüdür ki, Tek Yüzük'ü takmış olmasına rağmen görünmez olmamış, Yüzük ona işlememiştir. Onu da ayıp olmasın diye Maia sayarsak, toplamda 6 Maia'mız olmuş oluyor.












26 Aralık 2013 Perşembe

Neden kimse Frodo'nun Tek Yüzük'ü taşımasına itiraz etmedi?

Filmi izleyip bu soruyu sormak oldukça doğal bir durum. Ufacık bir hobbite yüzüğü teslim etmek için geçerli hiçbir neden yok gibi. Bir Legolas'a verselerdi yüzüğü, çok mu olurdu yani ha? Aslında iş o kadar da basit değil...
Duruma, yüzüğün yok ediliş öyküsünü tersten izlemekle başlamak gerekli. Sondan başlayıp yüzüğün Hüküm Dağı'na atılmasını sağlayan etmenleri göz önünde bulundurmalı.
Yüzüğü yok etmek için Mordor'a girmek gerek, bu açık ve net.

Mordor'a toplamda 4 yolu var. Tek tek bu yolları değerlendirelim (Harita için)
1. Mordor'a doğusundan girmek. Bu zaten uzun olan bir yolculuğu daha da uzatmak demek. Mordor'un kuzey sınırını çizen Ered Lithui dağlarının doğu kısımları güvenli değil, Kralın Dönüşü'nde Sauron için savaştıklarını gördüğümüz o paralı askerler buralardan geliyor. Orta Dünya'nın doğu kısımları hiç mi hiç güven değil. Bir de üstüne aynı yolu tekrar geri Mordor'un kuzey batısına kadar yürüemek gerek ki, bu daha da büyük bir tehlike. Bu yolun bahsinin bile geçmemesi oldukça normal bir durum.
2. Dağların üstünden geçmek. Bunun tek yolu da doğal olarak kartallar sayesinde olabilir. Bununla ilgili oldukça ünlü bir video var, How Lord of The Rings Should Have Ended. Öncelikle kartalların birer vahşi hayvan değil de, kendi iradeleri, dilleri olan bir ırk olduğunu belirtmek gerek. Öyle evcilleştirebileceğiniz yaratıklar falan değiller. Misty Mountain'in zirvelerinde yaşarlar ve Dünya'nın sorunlarıyla pek alakadar olmazlar. The Hobbit'te yardıma gelmelerinin nedeni daha önceden Gandalf'ın onlara yardım etmiş olmasıdır. Bu borcun karşılığında sadece Gandalf'ın isteğine yanıt verirler. Ancak Mordor'a elinde Tek Yüzük'le girmek, yine de bu borç karşılığında yapabilecekleri bir iş değil. Hadi oldu da kabul ettiler diyelim, yüzlerce okçu ork, nazgul ve Tek Göz faktörleri var. Bunlar birleştiriğinde, ki özellikle Tek Göz nedeniyle, Mordor'a girmeye çekinirlerdi. Girseler bile Hüküm Dağı'na varamadan indirilirlerdi. Dağa varsalar bile, dayanılamaz sıcaklık nedeniyle üstünden geçip Yüzük'ü atamazlardı. Sıcak hava yükselir gençler. Altında daimi lav olan kraterin üstünden nasıl uçacaksın sen? Bu iş bozan o kadar çok etken var ki, Mordor'a doğudan girmek bile daha mantıklı. "Huaa koca macera gereksiz olm, kartallarla uçup atsalarmış işte yüzüğü" deyip ucuz trolllük numaraları peşinde olan insanları görmekten gına geldi artık. Bırakın bu işleri. Her yerinden mantık fışkıran süper kahraman filmlerinizi izlemeye devam edin siz. Neyse.
3. Düz, direkt The Black Gate'ten girmek Mordor'a. Eh bunu yapabilecek cengaver olsaydı işte o zaman bu kadar maceraya gerek kalmazdı. Ha bir ara ciddi ciddi Frodo buna niyetlendi ama onunki de çocuk cesareti gibi bir şey sanırım.
4. Çok az kişinin bildiği (aslında bakarsak Gollum dışında bu yolu bilen birisini de bilmiyoruz.) Minas Morgul'un girişindeki merdivenler. Zaten bu yol kullanıldı.

Şimdi bu yolu bilen tek kişi Gollum'du. Gollum'dan bu yolu öğrenmek için iki şey gerekli; bir, Gollum'la karşılaşmak, iki, Gollum'la karşılaşıldığında onun canını bağışlayıp öldürmemek. Peki sizce bunu başkası yapar mıydı? Ve ayrıca Gollum, eğer Yüzük'ü taşıyan başkası olsaydı Yüzük'ü almak için saldırır mıydı? Bir Legolas'ın, bir Aragorn'un ya da başka bir elf,cüce ya da insanın Yüzük'ü taşıdığını düşünelim. Gollum da cidden pis gaza gelip bir gece ansızın saldırdı bu taşıyıcıya. Daha o anda ölümüne atlamış olmaz mıydı? Yüzük'ü taşıyan onu direkt öldürmez miydi? Bu durumda Mordor'a girişin tek yolu da Gollum'la beraber yok olmuş olurdu.
Frodo'nun, bir hobbitin Yüzük'ü taşıması Gollum'u cesaretlendirdi ki, gerçekten de Yüzük'ü geri alabilirdi. Oldukça yaklaşmıştı. Ama olmadı. Bu karşılaşma Frodo'ya bir şans oluşturdu ve Frodo bu şansı Gollum'u öldürmeyerek geri tepmemiş oldu. Peki, Frodo neden Gollum'u öldürmedi? İyi bir hobbit olduğu için mi sadece?
Yüzük Kardeşliği'nde Moria sahnesine gidelim. Yolu bulamayıp durduklarında Gandalf ile Frodo arasında geçen diyaloğu hatırlayalım. Birebir aynı olmayabilir ama kabaca şöyle bir konuşma geçiyor aralarında;
"Yazık, keşke fırsatı varken Bilbo onu (Gollum'u) öldürseymiş."
"Yazık mı? Ölüm hakkında karar verirken bu kadar aceleci olma. Yaşayanları bazısı ölümü hakeder, ölülerin bazısı da yaşamı. Onlara yaşamı geri verebilir misin?"
Keşke fırsatı varken öldürseymiş diyor Frodo. Yani, o anki zihniyeti ile Frodo Gollum ile karşılaşsa öldürür. Sonra Gandalf'ın nasihatları geliyor. Frodo'nun düşünceleri değişiyor. Ayırca Gandaf, Gollum'un rolünün daha bitmediğini de belirtiyor orada. İşte Frodo Sting'i Gollum'un boğazına dayadığında bu konuşma aklına geliyor. Bilbo'nun neden Gollum'u öldürmediğini. Ve öldürmüyor onu, o an için geçerli bir nedeni yok, hatta Sam öldürüp gidelim şunu bile diyor. Ama öldürmüyor. Burası hikayede kırılma noktası. Gandalf sadece filmde arkadan duygusal müzik verip hüzünlü sahne yaratmak için nasihat veren bir yaşlı bilge değil. Her zaman doğruyu ve gerekeni söylüyor, burda da olduğu gibi. Orada, Moria'nın karanlığında otururken, Tek Yüzük'ü yok edebilecek tek kişinin düşüncelerini değiştirerek, aslında Orta Dünya'nın kaderini değiştiriyor.

Gollum macerada kilit nokta, ve onu kullanabilecek tek kişi de Frodo. İşin özü bu aslında.

"I think that this task is appointed for you, Frodo; and that if you do not find a way, no one will"
Bu laf filmde Galadriel'e ait, ancak kitapta Elrond söylüyor divanda. Eğer yolu sen bulamazsan, kimse bulamaz. Açık bir şekilde Elron'un gerçekten de bu işi yapabilecek tek kişinin Frodo olduğunu fark ettiğini görüyoruz. Zaten Elrond'un geleceği sezm yetisi olduğu biliyoruz. Burada da Frodo'nun Gollum ile yaşayacaklarını görmüş olabilir. Gandalf'ın da bunu farketmesi çok zor değildi sanırım.

Aynı zamanda hobbitlerin diğer ırklara göre Yüzük'e daha dayanıklı olduğunu da biliyoruz. Yani en azından Elrond ve Gandalf Bilbo'nun 70 yılın ardından çok da zorlanmadan Yüzük'ü bırakabilmesini şaşırtıcı bulmuş olmalı. Zaten beli bir süredir Yüzük'ü taşımakta olan ve diğerlerine göre daha dayanıklı görünen Frodo'nun taşıması o kadar yanlış değil. Hobbitlerin dayanıklılığı ile ilgili en sağlam teori ise şu, Sauron Yüzük'ü yaparken cüce,elf ve insanlara hükmetmek, onları kendisine çekmek için yapmıştı. Hobbit diye bir ırktan haberi bile yoktu. Gom Player'ın desteklenmeyen video formatı hatası gibi bir durum var yani. Bu önemli bir etken olabilir bu konuda.

Frodo'nun yaptığı, ve eğer başkası Yüzük'ü taşısaydı muhtemelen yapmayacağı, bir diğer önemli şeyse Kardeşliği bırakıp tek başına yola devam etme kararıydı. Bu fikri onun aklına sokan da Galadriel olmuştu. Aynı zamanda Gandalf da Moria'ya girmeden önce Boromir'e bakaraktan Frodo'yu uyarmıştı. Bu uyarılar, Boromir'in Yüzük'ü almaya çalışmasıyla beraber birleşince Frodo'yu cesaretlendirmeye yetti. Eğer yola birlikte devam etselerdi, Boromir'in başına gelenler Legolas,Gimli ve Aragorn'un da başına elbet gelirdi. Sadece zamanları farklı olurdu. Boromir biraz daha iradesiz çıktı. Bunda ülkesini koruma düşüncesi de önemli bir etkendi. Babasının zorlamaları, Yüzük Gondor'a gelmeli falan demesi.

Şimdi soruyorum, Frodo'dan daha iyi bir Yüzük Taşıyıcısı var mı kafanızda?



23 Aralık 2013 Pazartesi

Gandalf neden büyü yapmıyor yeaa?

Eğer seriyi izlediyseniz ve az biraz da olsa filmler üzerine yorum yapılan bir muhabbete katıldıysanız bu soruyu duymuş olmalısınız. muhtemelen de tam olarak cevabı verilememiştir. sahi, yeri geldi mi bir balrog'la bile savaşabilen Gandalf neden kılıçla orkların arasında dalıyor?
Öncelikle, bu ne saçma film lan ağaçlar yürüyor, zihniyetinde bir iseniz daha fazla okumanıza gerek yok. Burada ne yazarsam yazayım sizi tatmin etmeyecektir
.
Bu konu hakkında konuşmak için, Gandalf'ın kim olduğuna diğer büyücülerle birlikte neden Orta Dünya'ya geldiğine değinmek gerek. Çok fazla uzatmadan, eski çağlar hakkında bilgisi olmayanları sıkmadan kısa bir bilgilendirme yapayım. Orta Dünya'nın şekillenmesini sağlayan, Iluvatar tarafından gönderilmiş Ainur adı verilen bir ruhani varlık topluluğu (biraz garip bir ifade oldu,evet) vardır. Burada Iluvatar'ı tanrıların babası, Ainur'u da tanrılar olarak düşünebilirsiniz. Ancak kesinlikle durum öyle değildir, sadece diğer mitolojilerle böyle bir benzerlik söz konusu. Ainur (buradaki -r eki çoğul anlamı katar, tekili Ainu'dur.) ikiye ayrılır; Valar (yine çoğul) ve Valar'a göre daha düşük seviyede ve güçte olan Maiar. İlk önemli bilgiyi burada verelim, Gandalf bir Maia'dır. Hatta aralarında en bilgesi olduğunu söyler Tolkien. Orijinal adı Olorin'dir.

LOTR'un 3. çağın son yıllarında geçtiğini düşünürsek, ilk iki çağ genel olarak elflerin ve insanların hataları nedeniyle yaşanan yıkımlarla geçer. Tabi ki, orta da bir karanlık güç vardır onlara karşı savaş veren, fakat iki ırkın da kabul edilemeyecek yanlışları olur. Bu konulara çok değinmiyorum şimdilik, kafalar iyice karışmasın. En nihayetinde Valar batıda yaşadıkları Aman diyarını elflere kapatır. Aman gizlenir. İnsanların zaten oraya ayak basması yasaktır. Çünkü oraya gidenler yaşlanmaz, ölümsüzleşir. İnsanların kaderinde bu yoktur.

2. çağın bitişiyle Valar ile elf ve insanlar arasındaki iletişim neredeyse biter. Batıdaki topraklar onlar için birer efsane halini almaya başlar. Ve bu sırada Sauron geri dönmenin sinyallerini vermeye başlar. Tek Yüzük ise hala kayıptır. Onca yaşanana rağmen yine de Valar Orta Dünya'nın halklarına yardım etmeye karar verir ve beş kişilik bir grup toplanır. Bunlara daha sonraları elfler tarafından Istari, insanlar tarafındansa Büyücüler denilecektir. Ancak gerçek kimliklerini saklayacak ve bir Maia gibi davranmayacaklardır. Asıl görevleri, fiziksel olarak Sauron'a karşı verilen mücadelede yardımcı olmak değil, Orta Dünya halklarını manevi olarak destekleyip nasihatler vermek ve onları tek bir güç altında birleştirmektir. Bu nedenle onlar hala ölümsüz olacaklar ancak birer ölümlü gibi yorgunluk,açlık gibi duyguları da hissedebilecektir.

Istari'ye Büyücü diyen İnsanlar aynı zamanda Valar'a da Tanrı derler. Bunun nedeni Aman diyarı ve Valar hakkındaki bilgisizlikleridir. Zaten Istari de kasti olarak kendilerini Büyücü olarak tanıtarak asıl kimliklerini gizlemiştir. Gerçekten de kim olduklarını ancak Galadriel gibi eski zamanları görmüş irfan sahibi elfler anlayabilmiştir. Onların bu düşünceleri de şüphelerden oluşur sadece.

Beş Büyücü'den ikisi, Mavi Büyücüler olarak adlandırılır ve doğuya yaptıkları yolculuktan geri dönmezler. Onlar hakkında daha sonra yazacaklarım olduğu için bu kadarını belirtiyorum şimdi.Ak Saruman da o iki ile birlikte doğuya gider ama o geri dönmeyi başarır. Radagast'ın rengi ise kahverengidir, ve Gandalf'ımızın da gri. Gandalf aralarında en yaşlı görüneni ve en kısasıdır. Hatta fiziksel olarak bakıldığında en güçsüzü olarak da görünür.

Üç elf yüzüğünü hatırlayalım, bunlardan bir tanesi, Istari'nin Orta Dünya'ya geldiği Gri Limanlar'da yaşayan Cirdan'dadır. Bu yüzüğün adı Narya, ya da Ateş Yüzüğü'dür. Cirdan Büyücüler'in geldiğini görünce yüzüğünün onlardan birinde olmasının daha mantıklı ve işe yarar olacağını düşünür. Her ne kadar en güçsüzü gibi görünse de, aslında Gandalf'ın aralarında en bilge olanı olduğunu anlar ve Narya'yı ona verir. Saruman'ın Ganldaf'ı kıskanmasının en önemli nedenlerinden birisi bu olaydır. Narya'nın özelliği, isteksiz, korkmuş ruhları canlandırması ve ateşlemesidir. Bu yüzden Narya Gandalf'ın Orta Dünya'nın kaderi üzerindeki uğraşlarının ateşleyicisi olmuştur.

Aslında şu ana kadar yazdıklarımdan bile neden Ganldaf'ın sürekli büyüler savurup durmadığını anlayabiliriz. O bir fantastik hikayelerin vazgeçilmez büyücüsü gibi değildir. Hatta dediğim gibi, tam olarak bir büyücü bile değildir. Balrog karşısında da dediği gibi, Gizli Ateş'in hizmetkarıdır. Buradaki Gizli Ateş dedi şey, Iluvatar tarafından yaratılan ve dünyanın canlı kalmasını sağlamak için içine yerleştirilen sönmeyen ateştir. Gandalf'ın büyü olarak gördüğümüz şeyleri yapmasının kaynağı da buradan gelir. Gerçekten de kritik durumlarda büyü gücüne başvurur ki, normalde belki de hiç yapmaması gereken bir şeydir bu. Aman'dan yardım için gelmiştir, ancak Aman'dan geldiğini gizlemek zorundadır. Olayın kaynağı budur aslında.

Tolkien'ın dünyasındaki isimlerin, objelerin, tarihlerin haddi hesabı yok. Bu nedenle yanlış bir şey yazmışsam belirtin ki, düzeltelim. Mümkün olduğunca yazdıklarımı doğrulayan kaynakları kontrol ederek yazılara devam etmeye çalışıyorum.